ATATÜRK’ÜN ANNESİNİN ÖLÜMÜ
ATATÜRK’ÜN ANNESİNİN ÖLÜMÜ
(Muzaffer Kılıç ve Halil Nuri Yurdakul’dan)
Atatürk’ün annesi, Ankara’ya gelip yerleşmiş, fakat kısa bir süre sonra zaten bozuk olan sağlığı iyice bozulmuştu. Doktorların Ankara’nın yüksek ve sert iklimi yerine deniz havasının daha iyi geleceğini ısrarla söylemeleri üzerine, onu İzmir’e göndermişti. Orada Uşakkizadeler’in yazlık köşkünde ve müstakbel gelini Latife Hanım’ın dikkatli bakımına karşın 15 Ocak 1923 günü vefat etmişti.
Atatürk o gece Eskişehir’de bulunuyordu. Bu haberi kendisine İzmir’de bulunan Başyaver Salih Bey (Bozok) telgrafla bildirmişti.
Derhal cevap verildi.
"Verdiğiniz elim haber beni çok müteesir etti. Merhumenin münasip bir tarzda merasimi tedfiniyesini ifa ettiriniz."
Birkaç gün sonra İzmir’deydik. Trenden iner inmez, annesinin Karşıyaka’da mezarını ziyarete gitti ve büyük bir teessür ve heyecan içinde gözleri dolu dolu;
"Annem ölmüş, bu hazin hakikat karşısında benim için teselliye sebeb bir nokta var; Kurtuluşu hepimiz için, gaye-i emel ifade eden bu güzel İzmir’in mukaddes topraklarına gömülmüş olmasıdır. Annem benim için çok sıkıntılar çekti. Allah orada ona rahat uyumasını nasip etsin." diye içini döktü.
Zübeyde Hanım fotoğrafta görülen anıt mezara defnedilmiştir, Karşıyaka, İzmir.
Aradan birkaç yıl geçtikten sonra, bir gün annesi için galiba Latife Hanımefendi tarafından yaptırılan mermer sandukalı ve uzun kitabeli kabrin fotoğrafını görmüş, hiç beğenmemiş, hele kitabede, "Türkiye Büyük Millet Meclisi Reisi Mustafa Kemal Paşa Hazretleri’ Valide-i Muhteremleri Zübeyde Hanımefendi’nin" diye başlayan cümleden hiç hoşlanmamışlardı.
Zübeyde Hanım fotoğrafta görülen anıt mezara defnedilmiştir, Karşıyaka-İzmir.
Bir gün Genel Sekreter Hasan Rıza Soyak Bey’e, "İlk fırsatta İzmir’e gidersin, bu sandukayı ve kitabeyi kaldırtırsın, dağdan iki büyük ve uzun taş getirtirsin, birini olduğu gibi temel üzerine tespit ettirir, diğerini baş tarafına diktirirsin. Bir yerini de biraz düzelttirerek, "Atatürk’ün anası Zübeyde burada yatmaktadır." diye yazdırırsın, altına da ölüm tarihini koydurursun, yeter." emrini vermişti.
Bir gün İzmir Belediye Reisi Dr. Behçet Uz, Dolmabahçe Sarayı’na geldi. Beraberinde Atatürk’ün annesi için, Belediye Meclisi kararı ile hazırlattığı bir türbe projesi getirmişti. Bu tatbik edilirse, abide halinde muazzam bir eser olacaktı. Etrafında bir park bir de çocuk bahçesi yaptırılacaktı.
Bu proje Atatürk’e sunuldu. Bir an göz ucuyla projeye baktı. "Hayır" dedi, "Ben size mezarın nasıl yapılacağını tarif etmiştim; gene öyle yapılmalıdır. Hem belediyenin masraf etmesine lüzum yoktur, bunu biz yaptıralım."
Atatürk’ün bu isteği belediye reisi ve üyelere bildirilince çok üzülürler. "Arzu ettikleri mezar 1500-2000 liralık küçük bir masrafla yapılabilir. Lütfetsinler, hiç değilse bu küçük gideri İzmir'lilere bıraksınlar." diye rica ederler.
Zübeyde Hanım fotoğrafta görülen anıt mezara defnedilmiştir, Karşıyaka-İzmir.
Durum Atatürk’e bildirilince olumlu cevap vermiş ve böylece Atatürk’ün isteğine uygun mezar yapılıp, yazı da onun isteğine uygun şekilde yazılmıştır.
Kaynak: Atatürk’ten Hiç Yayınlanmamış Anılar, Prof. Dr. Yurdakul Yurdakul, Truva Yayınları, 4. Basım Mart 2006, ISBN: 975-6237-37-6. Sayfa: 107-108